The Walking Dead: 400 Days
The Walking Dead: 400 Days, Sezon 1’in bıraktığı yerden başlamak yerine Sezon 1 ve 2 arasında geçiş görevi göreceği söylenen, The Walking Dead dünyasını iliklerinize kadar hissettiğiniz bir oyun, bir anlamda konsantre haline getirilmiş Sezon 1. 5 yeni karakterin hayatta kalma çabalarına tanık olduğunuz 400 Days, ilk sezonun aksine çok daha yoğun bir tempoya sahip, kısa oyun süresine sığdırılmış can alıcı kararlarla dolu yürek burkan bir oyun.
PSN Store Türkiye’de 11 TL gibi bir fiyata satılan oyun Episode 5’in bıraktığı yerden başlamıyor. 5 farklı karakterin 5 farklı hikayesini oynuyorsunuz ve hikayelerin ortak noktaları Georgia Petrol İstasyonu. Çok dikkatli bir oyuncuysanız ilk sezondan tanıdık simaları yakalama şansınız var. Bunların dışında yenilenmiş bir hikayelere hazır olun.
Lee ve Clem’le yaşadığımız uzun yolculuğun aksine, 400 Days’in her karakteriyle salgının farklı bir zamanında oynuyoruz. Kiminin kontrolünü olayların patlak verdiği ilk günde alırken, bir başka karakterle 200. günde tanışabiliyoruz. Her karakterle geçirdiğimiz vakit kısa olmasına rağmen, olaylar çok hızlı gelişiyor ve oynamaya henüz başlamışken karakterinizi önemsemeye başlıyorsunuz.
Seçim yapma sistemi ilk sezondaki gibi işliyor. Biriyle konuşmaya başlayın ve istediğiniz cevabı seçin. The Walking Dead’in oyuncuları diken üstünde tutan, verdiğiniz her kararın günün birinde karşınıza çıkması olayı 400 Days’te çok daha hızlı vuku buluyor. Her bölüm kendi içinde verilmesi gereken zor kararları barındırıyor. Vince, tecavüzden hüküm giymiş ama masum olduğunu söyleyen mahkumu mu kurtarmalı yoksa insanları milyonlarca dolar dolandırdığını söyleyeni mi? Bütün hikayelerin bitmesi yaklaşık bir buçuk saat sürmesine rağmen, oyunun yaşattığı bütün o korkunçluk oyuncuyu derinden etkiliyor. Tamam, Lee ve Clem ikilisini sevdiğimiz kadar sevecek vaktimiz olmuyor ama dediğim gibi, 400 Days ilk sezonun konsantre edilmiş hali.
Hikayeleri, bilboarda asılmış resimlerden istediğinizi seçerek istediğiniz sırada oynayabiliyorsunuz. Bir hikayede petrolün lokantasındaki kanın nereden geldiğini merak ederken bir diğer hikayede gerçekleri öğreniyorsunuz. Hikayelerin hepsi iç içe, yalnızca farklı vakitlerde ve farklı koşullar altında oynanıyor. Hikayelerin en güzel yanı ise her birinin oyuncuyu tamamen farklı hissettirmesi. Çatışma yaptıklarınız, taş-kağıt-makas oynayarak sisin içinde yaralıyı arayacak olanı seçtiğiniz ile gerilim, bilinmeyenle örülmüş anlatımlar enfes.
En büyük can sıkıntısı ise ilk sezondaki teknik problemlerin devam ediyor olması. Yükleme süreleri eskisinden daha da uzun, dudak senkronizasyonunda ara ara bozulmalar olabiliyor, sahneler arası geçişlerdeki donmalar, takılmalar da ilk sezondan farklı değil. Oynarken alacağınız zevki yok edecek derecede değiller ama gözünüz takılmadan edemiyorsunuz.
Son Söz
The Walking Dead: 400 Days’i oynamak için (oyun DLC olduğundan dolayı) en azından ilk sezonun ilk bölümüne sahip olmanız gerekiyor. Çünkü oyun zaten ilk sezonun kayıt dosyaları üzerinden yürüyor ve yapımcının dediğine göre bu DLC ikinci sezona hazırlık. Hikayeler daha kısa, her birinin odaklandığı öğe farklı. Seçimler, aksiyon, gerilim. Bahsettiğim teknik problemler de olmasa, kusursuz bir eklenti olabilirdi.
0 yorum :